Size bir masal anlatmaya geldim bu gece. Kusura bakmayın öyle afilli cümleler kuramayacağım. Hiç kuramadım zaten. Ne zaman ihtiyacım olsa hep en boktan kelimeleri seçerim ben. Saçlarım dağınık biraz özür dilerim, biraz da kafam karışık. Bundan bilmem kaç zaman önce bizim evin önündeki baykuş hala hayattayken ki mutlu bir yuvası da vardı, sonra ne mi oldu? Öldü sanırım. Baykuşlar kaç yıl yaşar bilmiyorum. Ben kaç yıl yaşarım onu da bilmiyorum. Sen uzun yaşarsın gibi geliyor. Neyse bir de yarasa vardı bizim evin önünde vakti zamanında, tek tabancaydı. Yarasalar gündüzleri pek sevmezler, bende öyle. Geceleri de oradan oraya bilinçsizce uçardı. (bizim balkona düştüğünden biliyorum.) Benim aklımda öyle. Dedim ya kafam karışık biraz özür dilerim. Masallar güzel biter biliyorum prenses kurbağayı öper, kurbağa yakışıklı bir prens olur ve sabaha kadar sevişirler. Ama masallarda hep bir kaybeden de vardır. Mesela kötü kalpli cadılar hiç bir zaman amaçlarına ulaşamazlar. Hayatın çarkı bundan biraz daha farklı işler. Bazen herkes kaybeder.
- Bana kaybetmenin tanımını yapar mısın?
- Amına bile koyarım.
Mutsuzluğun resmini çizmeyi sizlere bırakıyorum. Bir gece yarasa balkona düşmeden hemen önce, en çok kazandığını düşündüğün o anda kaybettiğini anlarsın. Sen kaybettiğinde orada bir yerlerde birileri kazanıyordur belki. Hayat bir yarış, bir üstünlük sağlama sahası değil ki zaten içinden hiç bir zaman canlı çıkamayacaksın. Masallara inanma masalsız da kalma, dedim ya kafam karışık biraz affedin.
- Bana kaybetmenin tanımını yapar mısın?
- Amına bile koyarım.
Mutsuzluğun resmini çizmeyi sizlere bırakıyorum. Bir gece yarasa balkona düşmeden hemen önce, en çok kazandığını düşündüğün o anda kaybettiğini anlarsın. Sen kaybettiğinde orada bir yerlerde birileri kazanıyordur belki. Hayat bir yarış, bir üstünlük sağlama sahası değil ki zaten içinden hiç bir zaman canlı çıkamayacaksın. Masallara inanma masalsız da kalma, dedim ya kafam karışık biraz affedin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder