24 Haziran 2012 Pazar

Yazılamayan Hikayeler

İnsanlar ne zaman güzel güzel giyinse korkarım. Öyle zamanlarda ya birşeyler biter ya da başlar. ''Her zaman birşeyler biter ve yeni birşeyler başlar.'' Bir arkadaşım demişti bunu ya da buna benzer birşeydi hatırlamıyorum. Veda ederken en boktan şeyleri hatırlarsın. Bir dal sigara daha isteyemeyecek olmak mesela. Herşeyin ardından elinde sadece koca bir sap kalması çok koyar ağzına sıçar hatta. Sonra bir bakmışşın saçma sapan bir bankamatiğin önünde o sapa sarılmışşsın gözlerin dolmuş ağlıyorsun. Vedalar hüzünlü olabiliyor. Küçükken yazı yazmak için buğulatırdık otobüs camlarını nefesimizle, şimdi gözyaşları yüzünden olması hayatın sana artık büyüdün lan gördün mü amına koyayım deme şeklidir. Yolculuklar zaten gidene değil kalana koyarmış hep. Ha evet birde ''hayallerimizi hiç satmadık''. Sadece yeni anlamlar yüklüyoruz. Biraz çeki düzen veriyoruz sonra ''bir davete çağırılıyoruz bir bakıyoruz yemek listesinde adımız var. '' İşin en acı tarafı hayatın başlangıcının da sonunun da çırılçıplak olmasıdır. Bir anne çocuğunu doğururken, bir bebek dünyaya geldiğinde, iki aşık yatakta, bir beden toprağa verildiğinde çıplaktır. Biz giyeriz ustumuze zırhlarmızı o saçma sapan ön yargılarımızı giyeriz üstümüze en çok onlar sıçar insanın ağzına sonra yaşanamayan anılar teranesi başlar hiç durmadan beyinlerde. Yıkılan hayaller takip eder onu daha sonra. Sonra.. Yazamadım işte neyse siktir et.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder