12 Ocak 2018 Cuma

göçebe

sakallarımı nehirlere sürttüm de geldim
şapkamı hiç çıkartmadığımdan
kirlenmiyor kafam diye düşlüyorum  
battaniyeler göt cebimde 
trenler bu kadar hızlı giderse
balonlar dibe çöker
biraz biraz yürüyoruz
çaydanlığın sapı sıcak
üzümün çöpü kuru
sonbaharda dallar döküldü gövdemden
şimdi titrek bir hayvan geçiyor puantiyeli
eski bir fotoğrafı görme şaşkınlığı saplı gözlerimde
bir kedi tedirginliğinde dudakların
öpmüştüm onları
söktüm bütün harabeleri göğsümden
ömürlerine ömür katan bütün kelebekleri
yalnızlığa yürünen ayak sesleri
o kadar gürültülü ki duyamıyorum
ben yine atlarımı bağlıyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder