yalnızım
bir adamın gözyaşları kadar
kar tanesi kadar
yorganın altında üşüyen ayakların kadar
perdenin arkasında ağlayan kadınlar kadar
otobüsün camından usul usul bakan çocuklar kadar
kanım çekiliyor defterler kapalı
zarflar açılıyor içinde zarif cümleler yok
siyah yapraklara hangi kalemle yazılır
dolu gözleri iyileştirecek şefkatim yok
ay ışığında sızlıyor şakaklarım
yıldızlar çare değil
sevgiler tükeniyor
aşklar nefretler bütün duygular tükeniyor da
gözyaşları tükenmiyor
tükenmesin istemiyorum
herkes kalsın ben gidiyorum yeter
gelmesin peşimden artık keder
ben geceleri bilmediğim yollardan geçiyorum
bildiğim yollara hüzün döşemişler
basmadan edemiyorum
yalnızım
batık kentler şehrinde
battıkça batıyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder