kaç kaldırım taşı engel kavuşmamıza
kaç gece daha sabaha koşacak sevgilim
kaç gündüz geceyi bekleyecek
kaç şarap daha içecek köşedeki şarapçı
kaç film daha çekilecek
kaç şiir daha yazılacak
kaç şarkı daha bana sensizliği hatırlatacak
kaç kasım daha geçecek sensiz
kaç aralık,ocak...
kaç insan daha aşık olacak birbirine
kaç sigara daha söndürülecek
kaç bira daha içilecek.
kaç sokak var sana gelmeme?
30 Mayıs 2012 Çarşamba
29 Mayıs 2012 Salı
ahmet abi
bundan iki üç hafta öncesiydi. ahmet abiyi gördüm bizim meyhanenin önünden geçerken dalgın dalgın yürüyordu belinde bir silah. çok silah görmüştür ama hiç beline takmaz derlerdi. pek konuşmazdı ahmet abi kendi halindeydi hep. yalnız yaşardı yıllardır eskiden bir karısı varmış. öyle söylerlerdi ama ne olmuş karısına kimse bilmezdi. yanaştım yanına hayırdır abi dedim dalgınsın? yüzüme şöyle bi baktı hiç çocuğu olmamış ahmet abinin. meyhanede buna dertlenir dertlenir içerdi. hep bir oğlu olsun istemiş. adını da mümtaz koymak istermiş. yetiştirme yurdundayken en yakın arkadaşıymış mümtaz. beraber kaçmışlar ordan. bana yanımdaki insanları iyi seçmemi söyledi verdiği ilk ve son öğüttü bu. istanbuldan geldi haberi cinnet geçirdi demişler. önce emine ve mümtaza sıkmıs sonra da kafasına.
27 Mayıs 2012 Pazar
silahlı bir kadın
bugün bir kaç tüyo aldım hayattan hepside boktan
şimdi şükretmem lazım hayatıma ama küfrediyorum ben
ne işimiz vardı bizim o yollarda
geri dönsek herşey olduğu yerde mi duruyor olacak
bir gece uyansak ya o rüyadan artık
kabus görmek çok mu güzel sence
dün gece bir kabus gördüm ben
vurdular beni tam kalbimden.
şimdi şükretmem lazım hayatıma ama küfrediyorum ben
ne işimiz vardı bizim o yollarda
geri dönsek herşey olduğu yerde mi duruyor olacak
bir gece uyansak ya o rüyadan artık
kabus görmek çok mu güzel sence
dün gece bir kabus gördüm ben
vurdular beni tam kalbimden.
Balon
Ben seninle geceleri sabah etmeyi sevdim
Küçük kasabalar görürdük bir kaç saatlik uykularımızda
Demli çaylarda kafayı bulurduk biz
Tiren raylarında ölümü beklemekti bazen mutluluk
Son sigaramızı paylaşmaktı sevişmelerimizden sonra
Sana veda edememek mi?
Yoksa kavuşamamak mı?
Balonlar dertleri de uçurur mu?
Küçük kasabalar görürdük bir kaç saatlik uykularımızda
Demli çaylarda kafayı bulurduk biz
Tiren raylarında ölümü beklemekti bazen mutluluk
Son sigaramızı paylaşmaktı sevişmelerimizden sonra
Sana veda edememek mi?
Yoksa kavuşamamak mı?
Balonlar dertleri de uçurur mu?
Öyle Zamanlar
Ona aşık olduğumu çorabımı giyerken anlamıştım. Öyle zamanlar olur bazen saçma sapan bir anda saçma sapan bir yerde dumura uğrarsın. Bir gün bir fahişenin koynunda ağlarken bulursun kendini, eski bir tren garında sabahlarsın onu düşünerek. Kocaman yaşlı bir ağacın gölgesine sığınırsın. Ona kaç kez veda etmeye çalıştığın gelir aklına bunu daha kaç kez deneyeceğini bilmeden.
ismet abi
Bundan 3 bahar önceydi. Bilmediğim sokaklarda kaybolmaya çalışmış ama bunu da becerememiştim. kapımın önünde bir kadın oturuyordu. Elinde bir sigara karanlıktı bizim sokaklar o saatte elinde sigara olmasa tanıyamazdım onu. Ama o tutuşu asla unutmam yaklaştım yanına oturdum bir sigara yaktım, o sigarayı da unutmam hiç. Yaktığın bazı sigaralar unutulmaz olabiliyor. Bazı şarkılar gibi. Bir şarkısı var Neşet Ertaş'ın yalan dünya bizim kahvede o çalardı hep sigaranın kahvenin içinde rahatça içildiği zamanlar tabi. Birde bizim ismet abinin bir çayı vardı ki sorma ne çaydı o be kendisi demlerdi sadece kimseyi sokmazdı ocağa. Çok kıyak adamdı İsmet abi yeni deste aldı mı ilk bize açardı mesela. Bir gece kahveyi kapartırken vurmuşlar İsmet abiyi bir daha ne çay öyle güzel oldu ne de kahvede sigara onu da aldılar elimizden zaten ismet abiyide. Bir daha yalan dünya çalmamış bizim kahvede mahalleden bebeler dediydi. Nefes çektim sigaradan bir nefes bir nefes daha ona döndüm işte o anda kayboldum. Eve cıktım bir çay koydum. İsmet abi çok kıyak adamdı bee.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)