Yalnızım
Bir kar tanesi gibi
Yanımdan geçip gidiyorsun
Dokunamıyorum
Oysa yağmur gibi yağmıştın gönlüme
31 Aralık 2013 Salı
11 Aralık 2013 Çarşamba
Sonbahar
Sensizlik uzak diyarlarda sonbahar gibi
Kurumuş bir yaprağın daldan kopuşu
Kahvehanede yarım kalmış bir çay
Kokusu tütüyor burnuma sonbaharın
Sensizlik hiç gelmeyen bir yazı beklemek
Bir yalanın göz bebeklerine yansıması
Kanatları kırılmış bir kuş
Kokusu tütüyor burnuma sonbaharın
Sensizlik karanlık gecelerin soğuk gürültüsü
Amansız esen bir rüzgarın uğultusu
Şehrin sapsarı örtüsü
Kokusu tütüyor burnuma sonbaharın
Sensizlik bütün gemilerin limandan ayrılışı
Şehrin tüm ışıklarının sönmesi
Gönlümde bir sonbahar fırtınası
Kokusu tütüyor burnuma sonbaharın
Kurumuş bir yaprağın daldan kopuşu
Kahvehanede yarım kalmış bir çay
Kokusu tütüyor burnuma sonbaharın
Sensizlik hiç gelmeyen bir yazı beklemek
Bir yalanın göz bebeklerine yansıması
Kanatları kırılmış bir kuş
Kokusu tütüyor burnuma sonbaharın
Sensizlik karanlık gecelerin soğuk gürültüsü
Amansız esen bir rüzgarın uğultusu
Şehrin sapsarı örtüsü
Kokusu tütüyor burnuma sonbaharın
Sensizlik bütün gemilerin limandan ayrılışı
Şehrin tüm ışıklarının sönmesi
Gönlümde bir sonbahar fırtınası
Kokusu tütüyor burnuma sonbaharın
8 Kasım 2013 Cuma
Gözlerinden Öpüyorum
Örümcek ağları ile doluydu gönlüm
Beni ilk öptüğünde
Aklım karıncalanıyor şimdi
Gözlerinde dönüyor artık dünya
Sonbaharda sallanan yapraklar gibi
Bir gökdelenin tepesinde oturuyorum
Dur durmazsan düşerim
Gönlüm sallansın
Gönlünün salıncağında
Terk edilmiş bir park
Çekmecede unutulmuş bir mektup gibi
Şimdi hayat
Gönlümün tozunu alsana yine
Bütün kiri pası
Sonra geç şöyle yanıma
Bir de demli çay şekersiz
Sen açık içersin annem gibi
Bir gülüşün yeter bana
Tüm yıldızları derleyip toparladım
Serdim pencerene
Bilirim seversin geceleri gökyüzünü
Deniz yok belki büyüdüğüm yerde
Sen denizi de seversin ama
Ben yüzme bilirim
Bilirim bilmesine de
Gözlerine dalıp gitmek başka
Gözlerin fırtınalı bir deniz
O denizde boğuldum ben
Boğuldum ve yeniden doğdum
Gözlerinden öpüyorum.
Beni ilk öptüğünde
Aklım karıncalanıyor şimdi
Gözlerinde dönüyor artık dünya
Sonbaharda sallanan yapraklar gibi
Bir gökdelenin tepesinde oturuyorum
Dur durmazsan düşerim
Gönlüm sallansın
Gönlünün salıncağında
Terk edilmiş bir park
Çekmecede unutulmuş bir mektup gibi
Şimdi hayat
Gönlümün tozunu alsana yine
Bütün kiri pası
Sonra geç şöyle yanıma
Bir de demli çay şekersiz
Sen açık içersin annem gibi
Bir gülüşün yeter bana
Tüm yıldızları derleyip toparladım
Serdim pencerene
Bilirim seversin geceleri gökyüzünü
Deniz yok belki büyüdüğüm yerde
Sen denizi de seversin ama
Ben yüzme bilirim
Bilirim bilmesine de
Gözlerine dalıp gitmek başka
Gözlerin fırtınalı bir deniz
O denizde boğuldum ben
Boğuldum ve yeniden doğdum
Gözlerinden öpüyorum.
21 Ekim 2013 Pazartesi
Yıkık Dökük
İlk aklıma gelen eski bir durak
Hemen istasyonun altı
Şimdi tren seslerinden uzakta
Içiyorum sigaramı
Bir yığın sessizlik kulaklarımda
Nerede o ayazın uğultusu
Yine kasım yaklaşıyor
Göremeden seni
Nasıl da geçiyor aylar
Duymadim hiç sesini
Hemen istasyonun altı
Şimdi tren seslerinden uzakta
Içiyorum sigaramı
Bir yığın sessizlik kulaklarımda
Nerede o ayazın uğultusu
Yine kasım yaklaşıyor
Göremeden seni
Nasıl da geçiyor aylar
Duymadim hiç sesini
18 Ağustos 2013 Pazar
silah ve yaprak
ağzımı açıp tek kelime edemiyorum
dokunabilirim belki
her seferinde çarptığım duvarları saymazsak
gözlerin gözlerin
minik bir yaprağın havada süzülüşü sanki
uzanıp kurtarmak istiyorum seni
ama yakalayamıyorum
kanadı kırık kuşlar çok hüzünlüdür
sen hiç kanadı kırık bir kuş gördün mü
gelme diyorsun ben sana gelmeden yapamam ki
eski bir yük treni bir el silah sesi
gecenin karanlığında en güzel şarkı sanki.
dokunabilirim belki
her seferinde çarptığım duvarları saymazsak
gözlerin gözlerin
minik bir yaprağın havada süzülüşü sanki
uzanıp kurtarmak istiyorum seni
ama yakalayamıyorum
kanadı kırık kuşlar çok hüzünlüdür
sen hiç kanadı kırık bir kuş gördün mü
gelme diyorsun ben sana gelmeden yapamam ki
eski bir yük treni bir el silah sesi
gecenin karanlığında en güzel şarkı sanki.
16 Mayıs 2013 Perşembe
Müzik Kutusu
Söylenmemiş cümleler akıyor
Solumdan oluk oluk
Tütünümün dumanı dönüyor
Gözyaşlarımdan boşluğa
Martılara yem atardık hatırlasana
Çarpma kapıları dur
Dans eder misin benimle?
Benimle diyorum dans eder misin?
İnsanlar ilk kışında terk ederler
Ama çam ağaçları var
Birde kaplumbağalar varlar
Geç mi oldu vakit?
İyisi mi sen git!
Solumdan oluk oluk
Tütünümün dumanı dönüyor
Gözyaşlarımdan boşluğa
Martılara yem atardık hatırlasana
Çarpma kapıları dur
Dans eder misin benimle?
Benimle diyorum dans eder misin?
İnsanlar ilk kışında terk ederler
Ama çam ağaçları var
Birde kaplumbağalar varlar
Geç mi oldu vakit?
İyisi mi sen git!
27 Mart 2013 Çarşamba
Gökyüzünden Düşen Yıldızlar
Yara izlerim yara izlerini sarsın
kutsal öğütler geçsin yürüdüğün yoldan
şimdi sen gülüyorsun ya
sevda ile doluyor damarlarım
yüzündeki minik yıldızların hepsinden
öpüyorum.
kutsal öğütler geçsin yürüdüğün yoldan
şimdi sen gülüyorsun ya
sevda ile doluyor damarlarım
yüzündeki minik yıldızların hepsinden
öpüyorum.
19 Mart 2013 Salı
KAÇ
kırmızı bir çizgi vardı işte burada
geçmemem gereken sınırlar
ve kaybolmuştum
o yumruk kadar yerde
karanlık rüyalar görüyorum gündüzleri
siyah çiçekler görüyorum ayakta
yıldızları seyrediyor kediler
o yumruk kadar yerde
kırmızı giymiş bütün şehir diyorsun
etrafta sadece siyah çiçekler
kan gövdeyi götürüyor
oturup seyrediyorsun
gökyüzü eksik
seyrediyor
gidişini, sırt çevirişini
dudak büküşünü
ıslak bir bank buluyorum
sadece oturup
bir sigara daha yakıyorum
o yumruk kadar yerde
geçmemem gereken sınırlar
ve kaybolmuştum
o yumruk kadar yerde
karanlık rüyalar görüyorum gündüzleri
siyah çiçekler görüyorum ayakta
yıldızları seyrediyor kediler
o yumruk kadar yerde
kırmızı giymiş bütün şehir diyorsun
etrafta sadece siyah çiçekler
kan gövdeyi götürüyor
oturup seyrediyorsun
gökyüzü eksik
seyrediyor
gidişini, sırt çevirişini
dudak büküşünü
ıslak bir bank buluyorum
sadece oturup
bir sigara daha yakıyorum
o yumruk kadar yerde
17 Şubat 2013 Pazar
Ey Sevgili
Aşık olmadığım kadınlardan geliyorum geceleri
Ne zaman dışarıya çıksam duyuyorum
O güzel kuşun sesini
Bahçendeki ağacın yaprakları kuruyor ey sevgili
O yapraklar asla dökülmeyecekler, biliyorum
O kuş asla uçmayacak ey sevgili
Devletimiz bana çok iyi bakıyor
Merak etme
Otobanda kaza
Üzgünüm ey sevgili
Ambulans yine geç geliyor
Bazen kalmak gitmekten daha zordur
Bilmediğini biliyorum
Durma koş ey sevgili
Durma koş
Hiç bir rüzgar seni durduramaz
Aşk bile
Peki anılarımı kim gömdü tren raylarına?
Ne zaman dışarıya çıksam duyuyorum
O güzel kuşun sesini
Bahçendeki ağacın yaprakları kuruyor ey sevgili
O yapraklar asla dökülmeyecekler, biliyorum
O kuş asla uçmayacak ey sevgili
Devletimiz bana çok iyi bakıyor
Merak etme
Otobanda kaza
Üzgünüm ey sevgili
Ambulans yine geç geliyor
Bazen kalmak gitmekten daha zordur
Bilmediğini biliyorum
Durma koş ey sevgili
Durma koş
Hiç bir rüzgar seni durduramaz
Aşk bile
Peki anılarımı kim gömdü tren raylarına?
27 Ocak 2013 Pazar
Gönül Sarayı
Bir tuğla, bir tuğla, bir tane daha
Büyük bir saray gerek
O kalibrede bir aşk için
Ateşli silahlardan uzak durun.
Büyük bir saray gerek
O kalibrede bir aşk için
Ateşli silahlardan uzak durun.
14 Ocak 2013 Pazartesi
Sağlam Şarkı
Tüfeğimi dolduruyorum bir barakada
Kocaman bir tablo arkamda
Bir sigara yakıyorum
Tom waits çalıyor radyoda
Seni sevmek bir aynayı boğazlamak gibi
Yaralarımın kabuklarını topluyorum yerden
Bildiğim en sağlam küfürü savuruyorum
Bir istasyon taşıyorum yüreğimde
Çıkarıp sana veriyorum içinde kurumuş hatıralar
Ve sen!
Kocaman bir tablo arkamda
Bir sigara yakıyorum
Tom waits çalıyor radyoda
Seni sevmek bir aynayı boğazlamak gibi
Yaralarımın kabuklarını topluyorum yerden
Bildiğim en sağlam küfürü savuruyorum
Bir istasyon taşıyorum yüreğimde
Çıkarıp sana veriyorum içinde kurumuş hatıralar
Ve sen!
10 Ocak 2013 Perşembe
Terminal
Yolculuk öncesi yakılan
Son sigaranın hüznü var boğazımda
Kar yağıyor Ankara'ya yağmurla karışık
İçimi ısıtan o keskin soğuk
İntikam kadar soğuk.
Son sigaranın hüznü var boğazımda
Kar yağıyor Ankara'ya yağmurla karışık
İçimi ısıtan o keskin soğuk
İntikam kadar soğuk.
Toprak
Yaksanız da tüm ışıkları
Her şeyi aydınlatamazsınız
Dikseniz de gözlerinizi göremezsiniz
Bazı yalanlar küçük görünür
Izdırap içinde tabuta götürür.
Her şeyi aydınlatamazsınız
Dikseniz de gözlerinizi göremezsiniz
Bazı yalanlar küçük görünür
Izdırap içinde tabuta götürür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)